ABDURRAHMAN GAZİ TÜRBESİ;
Abdurrahman Gazi ismi Erzurum'da büyük izler bırakmıştır. Şehitlik ve gazilik mertebesine erişmiş bir insan olduğu için onun manevi şahsiyeti Erzurumluların daima gönlünde yaşamış. Palandöken Dağı'nın üst yamaçlarında türbesi bulunan ve bir ziyaretgâh yeri olan Abdurrahman Gazi'nin Hazreti Peygamber'in sancaktarı olduğu halk arasında yaygındır.
İslam Orduları'nın Anadolu'ya yapılan ilk seferlerinde ordu komutanlığı yapmış, İslam ordusunun sancaktarlığını üstlenmiş ve Ashab-ı Kiram’dan olduğu kabul edilen bir zattır.
Ömer Nasuhi Bilmen'e göre Hz. Ebubekir'in oğlu olduğu iddia edilir. İbrahim Hakkı Konyalı'ya göre ise ashabdan olduğu kesindir. Son dönemdeki araştırmalara göre Habib bin Mesleme ismi ve Abdurahman Gazi mahlasıyla bu bölgeye gelen komutanlardan biri olduğu anlaşılmaktadır.
Mezarı uzun yıllar bilinmemekte olup Pir Ali Baba tarafından keşif yoluyla bulunmuş, İbrahim Hakkı Hazretleri tarafından da kabul edilmiştir. Mevcut türbe Palandöken Dağı Şiğveler mevkiinde bulunur. Tekke ve zaviye eski Erzurum Valisi Yusuf Ziya Paşa'nın eşi Ayşe Hanım tarafından 1796 yılında yaptırılmış, yanına bir de cami ilave edilmiştir.
Türbenin giriş kapısı üzerinde bulunan 1796 tarihli kitabe, Hattat Sâlim tarafından yazılmıştır. Türbe içerisinde 4.85 metre boyunda Abdurrahman Gazi Hazretleri'nin makamı bulunmaktadır. Mezarının bu kadar uzun olmasının sebebi hem manevi büyüklüğünü göstermek hem de ziyareti kolaylaştırmak içindir.
Yakın coğrafyada tanınan ve devamlı ziyaret edilen, hürmet gösterilen Abdurrahman Gazi Hazretleri Anadolu Coğrafyasının İslamlaşmasında önder isimlerden biridir.
Bu civardaki hâzirede o dönem ve sonraki dönemlerde yaşamış önemli gönül insanları da bulunmaktadır.
ADSIZ TÜRBE;
Erzurum Merkez Habibefendi mahallesinde 763 ada 12 parselde bulunmaktadır. Kültür Varlıkları Koruma kurulunu tarafından 13.11.1976 yılında tescillenmiştir.
CİMCİME HATUN KÜMBETİ;
Erzurum şehir merkezinde, Cumhuriyet Caddesi üzerindedir. Kümbetin kesin tarihi yoktur ve kime ait olduğu da bilinmemektedir. Tarihe geçmeyen Erzurum emirlerinden birine ait olduğu ileri sürülür. Genel olarak XIII. yüzyıl sonu XIV. yüzyıl başları tarih olarak kabul edilir.
Cimcime Hatun Kümbeti, silindirik gövdeli, tek katlı, içten kubbe, dıştan konik külah ile örtülüdür.
Kümbet içten ve dıştan silindirik planlıdır. Doğu, batı ve güneye açılan üç pencere ile kümbetin içerisi aydınlatılmaya çalışılmış, girişi de kuzeyden açılmıştır. Ancak günümüzde doğudaki pencere dışında giriş ve diğer pencereler çevresindeki yapılarla kapatılmıştır. Gövde silindirik kaide üzerinde yükselmiş ve on iki yuvarlak kemer ile teşkilatlanmıştır. Kemerler oldukça kalın ve basık olup külahın altında sonuçlanmaktadır.
İç mekândaki güney pencere aynı zamanda mihrap görevini de üstlenmiştir. Dikdörtgen çerçeve içerisine alınan yarım daire kesitli girintisini üç sıra mukarnas örtmekte olup köşeleri sütûncelerle yumuşatılmıştır. Pencerelerin doğu ve batıda bulunanları küçük tutularak, güney pencere vurgulanmaya çalışılmıştır. Ancak kümbetin pencere düzeni oldukça asimetrik olup, bu şekli sonradan almış olması da düşünülebilir. İçeriden kubbe ile kapatılmış olan kümbet çok sadedir. Kümbette bezeme olarak tek unsur, külah altında ki meander motifli kuşaktır. Bunu dışında kubbede ve gövdede tezyinat yoktur.
Cimcime Hatun Kümbetinde içte ve dışta kesme taş malzeme kullanılmış, duvar içerisinde ise moloz dolgu bulunmaktadır.
ÇİFTE KARDEŞLER ZİYARETGAHI (KADI FAHREDDİN DAVUD VE ZAHİDE HANIM KABRİSTANI);
Erzurum halkı burayı Çifte Kardeşler veya “Huy Kesen Kabristanı” olarak adlandırır. Öksürük Baba ile aynı güzergâhta yolun çaprazında olan kabristana Çifte kardeşler denilmesinin sebebi mezar taşlarının birbirine benzemesidir. Çoğu kaynak bu mezardaki zatların kardeş olmadığını hatta karı koca olabileceğini iddia etmektedir. Erzurum’daki en eski mezarlıklardan biridir. Ayak taşının iç yüzeyinde bir kandil resmi ve iç yüzünde kitabe vardır.
Sağdaki mezar taşında şunlar yazmaktadır:
Allahümmeağfir verham sahi, Hazal kabr ve hüvel Mevla, El imam Fahreddin Davud, Bin melik intikal ila rahmetullah,Fi evahiri sefer senetü selese ve seleseyn ve sebamine.
“1332 senesinde ölen Melekzâde Kadı İmam Fahreddin Davud” Buradan da anlaşılıyor ki Erzurum’a hizmet etmiş, kadılık ve imamlık yapmış bir gönül insanıdır.
Soldaki mezar taşında ise şunlar yazmaktadır:
Allahümmeağfir lisakinetün, Hazal kabrü vehiye el merhumeh, El alimetü Zahide Hatun, Bintü el Mevla el imam İbrahim, Tevfit ehede aşere ve sabamineyh
“Alleme Zahide Hatun, 1322’de öldü. Bu kadın Kadı İmam İbrahim isimli birinin kızı idi” Bu kadın da yine bir gönül insanın kızı ve mübarek bir zat olduğu anlaşılmaktadır.
Buraya Huy Kesen Kabristanı denilmesinin sebebi ise halk; akıl sağlığı yerinde olmayanları, sinir krizi geçirenleri kısacası psikolojik sorun yaşayanları buraya getirir. Şifa Allah’tan deyip adaklar adanır, kurbanlar kesilir, sadakalar dağıtılır.
Ruhları Şad Olsun… (Kaynak: Cemal Almaz)
EBU İSHAK KAZİRUNİ TÜRBESİ;
Erzurum Kalesinin Çifte Minareli Medreseye uzanan duvarının ucunda, eski kale surlarının burçlarından birinin içerisindedir.
Bu yapı, Ebu İshak Kazeruni adına inşa edilmiş bir zaviyedir. İ. Hakkı Konyalı, Ebu İshak'ın İran'da Kazirun Kasabasında gömülü olduğunu ve 426 H. senesinde vefat ettiğini belirtir. Burası makam türbesidir.
Türbe kale burcu içerisine yapıldığı için Osmanlı dönemi geleneksel türbe planlarından farklı olup, düzgün olmayan bir beşgen plana sahiptir. Türbeye batı duvarındaki düz atkı taşlı muntazam olmayan bir kapıdan girilmektedir. Kapının üzerinde türbeyi aydınlatan küçük bir pencere açılmıştır. Güneydoğu cephesinde küçük bir pencere daha bulunmaktadır. Türbenin içerisi beşgen bir mekan olduğu için iki farklı örtü kullanılmıştır. Orta kısım dört sivri kemerle kareye dönüştürülmüş üzeri kubbe ile örtülmüş, kalan uç kısmın üzeri ise eğri bir sivri tonoz ile kapatılmıştır. Duvarlardan kubbe kasnağına geçiş pandantiflerle sağlanmıştır. İçi tamamen alçıyla sıvanmıştır. Üst kısımlarından ve kubbeden dökülen alçıların altında tuğlalar görünmektedir. İçten ve dıştan tuğladan yapılmış, geri kalan kısım ise kesme taştır. Boşaltma kemeri olarak yapılmış, duvar içindeki kemerler ve kubbe kasnağı tezyinatsız alçı silmelerle süslenmiştir. Kıble duvarında, kıble yönünü belirtmek için alçıdan silme şeklinde, mihraba işaret eden bir kemer konmuştur.
Türbe içerisinde dört adet sanduka bulunmaktadır. Türbenin dışında iki mezar daha bulunmaktadır. Biri 1813'de vefat eden Çıldır Valisi Mustafa Efendiye, diğeri de 1843'te vefat eden Sultan Abdülmecid'in hariciye müsteşarı Nuri Efendiye aittir.
Türbe, dıştan kesme taşla kaplıdır. Onarımlarda moloz taş kullanılmıştır. Kubbesinde ise tuğlaya yer verilmiştir.
FERRUH HATUN KÜMBETİ;
Erzurum İli, Pasinler İlçesinin 9 km. güneyinde, Ardıçlı köyü mezarlığında yer almaktadır. türbenin giriş kapısı üzerinde yer alan kitabeye göre Ali Gazi tarafından 1324 yılında yapılmıştır. Yapım kitabesi dışında Ferruh Hatun ve Ali Gazi ile ilgili olarak kaynaklarda fazla bilgi bulunmamaktadır.
Kesme taş malzemeden yapılan türbe sekizgen plana sahip olup üst örtüsü içten kubbe dıştan sivri bir külahla örtülmüştür. Üst örtüyü oluşturan sivri külah kısmı günümüzde harap haldedir. Türbenin sekiz cephesinden üçünde pencere açıklığına yer verilmiştir. Türbe içten 3.40 m çapına sahip olup kıble yününde 1.60 m. yüksekliğinde mihrap bulunmaktadır. Türbe içerisinde bir adet sanduka bulunmaktadır.
GÜMÜŞLÜ KÜMBET;
Erzurum'da Kars Kapısı semtinde, Asri Mezarlığın karşısında bulunmaktadır.
Kitabesi bulunmayan kümbetin diğer yapılarla birlikte gösterdiği ortak özelliklerden dolayı XIV. Yüzyılda yaptırıldığı kabul edilmektedir.
Kümbet dıştan onikigen, içten silindirik planlı ve iki katlı olarak inşa edilmiştir. Üzeri içten kubbe, dıştan konik külahla kapatılmıştır.
Kümbetin kare kesitli cenazelik katının köşeleri pahlanmış vaziyettedir. Cenazeliğin doğu cephesinde moloz taşla kapatılan giriş kapısı, kuzey ve güney cephelerinde birer mazgal pencere açıklığı bulunmaktadır.
Kare taban üzerine yükselen onikigen gövde üzerinde, iki kademeli silmeler ile oluşturulan basık sivri kemerler bulunmaktadır. Bütün gövdeyi geometrik bezemeli bir bordür dolanmakta olup, düz bir profilden sonra ise külah başlamaktadır. Girişi kuzey cephede açılmıştır. Sivri kemerli mukarnas kavsaralı girişin köşelerinde sütuncelere yer verilmiştir.
Kümbetin içerisi daire planlıdır. Güney yüzünde yarım daire şeklinde, dikdörtgen çerçeveli mukarnas kavsaralı bir mihrap nişi bulunmaktadır.
Kümbet kesme taş malzemeyle inşa edilmiştir. Tek renk taşın kullanıldığı kümbette, sadece gövdenin üst kısmındaki geometrik kuşak kırmızı renkli taştan yapılmıştır.
HABİB BABA (TİMURTAŞ) KÜMBETİ;
Erzurum İli, Yakutiye İlçesi, Ali Paşa Mahallesi, 65 pafta, 312 ada, 1 parselde kayıtlı olup Taşmağazalar Caddesinden Gürcü Kapıya giden yolun sağındadır. Türbenin asıl adı Timurtaş Baba Türbesidir.
Kitabesine göre Erzurum Müşiri Kamili Paşa 1260 H.- 1844 M. yılında Timurtaş Babanın Türbesini yeniden yaptırmıştır. Habip Baba 1264 H.- 1847 M. yılında ölmüş ve bu türbeye gömülmüş aynı zamanda türbeye de ismini vermiştir. Türbe XIX. yüzyıl Osmanlı Dönemi yapısıdır.
Türbe 6.35x9.80 m ölçülerinde dikdörtgen planlı, üzeri açık bir türbedir. Türbenin doğuda kalan duvarı hariç diğer üç cephenin duvarlarının tamamı kırmızı renkli kesme taş malzemeden yapılmıştır. Türbe iki kısımdan meydana gelmiştir. Birinci kısım bugün mescit olarak kullanılan bölüm, diğeri ise asıl türbe kısmıdır. Binaya kuzey duvarının doğu kısmındaki basık kemerli bir kapıdan girilir. Kapının üzerinde 0.60x0.42 m ölçülerinde tunç levha üzerine yazılmış bir kitabe bulunmaktadır.
1.59x0.74 m ölçülerindeki giriş kapısından geçilince, türbe kapısına kadar olan yeri, bağdadi bir duvarla mescit duvarından ayıran bir kısma girilir. 0.94 m genişliğinde 1.98 m yüksekliğinde olan bu kısım düz ahşap bir örtüye sahiptir. Mescidin asıl yüksekliği daha fazladır. Girişe göre sağ tarafta bulunan bağdadi duvarın kuzey kısmındaki kapıdan mescide girilir. Burası daha önce türbedar olarak kullanılmış.
Mescit 3.55x2.30 m ölçülerindedir. Girişteki örtülü kısmın üstü mahfil şeklinde yapılmıştır. Mescidin güney duvarında 1.95x0.46 m ölçülerinde bir mihrap bulunur. Mihrap nişi dar ve sade olup etrafı silme ile çevrilidir. Ayrıca güney kuzey duvarlarının batı kısmında, etrafı silme ile çevrilmiş dikdörtgen şeklinde iki göz bulunur. Mescidin tavanı çapraz tonuzludur. İçi alçı ile sıvanmış olup hiçbir tezyinatı yoktur.
Türbeye güneydoğudaki 1.41x0.74m ölçülerindeki bir kapıdan girilmektedir. 4.74x4.79 m ölçülerindeki türbe kareye yakın ölçülerdedir. Üstü açık olan türbeyi, ayrıca güneyde ve batıda bulunan iki pencere aydınlatmaktadır. Türbenin doğu duvarında sağır, sivri kemerli genişçe bir niş bulunmaktadır. Kemerin üstünde bir de kitabe vardır.
İçi kesme taş olan türbenin, üst kısmı dört taraftan bir korniş çevreler. İçerisinde yedi mezar bulunmaktadır. Türbenin ortasında yüksekçe taşı olan mezar Tirmurtaş Baba’ya aittir. Habip Babanın bu türbeye defninden sonra şimdiki ismiyle anılmaya başlanmıştır.
HACI MAKSUT EFENDİ TÜRBESİ;
Erzurum İli, Palandöken İlçesi, Maksutefendi Mahallesi, 697 ada, 3 parsel numarasında kayıtlı olan türbe mahalle mezarlığı içerisinde yer almaktadır.
Hacı Maksut Efendi 1880 yılında Erzurum’un Habip Efendi Mahallesinde doğmuştur. Babası Hanedan Kurban Efendidir. Hacı Maksut Efendi 1913 yılında darül hilafet medresesinde müderris olarak mezun olmuştur. Darül Kurra Medresesi olan Yetim Hoca Medresesinde 1930’dan ölüm tarihi olan 1943 yılına kadar müderris olarak hizmet vermiştir.
Türbenin orijinal kısmı sadece içerisinde yer alan mezar taşlarıdır. Türbe içinde tek mezar bulunmaktadır. Türbe dikdörtgen planlı olup üst örtüsünün ve duvarlarının tarihi bir değeri yoktur.
KARANLIK KÜMBET;
Dervişağa Mahallesinde Gülahmet Caddesi üzerindedir. Kitabesine göre 708 (1308) yılında Sadreddin Türkbeg tarafından yaptırılmıştır. Zamanla harap olan kümbet 1954’te Vakıflar Genel Müdürlüğünce tamir ettirilmiştir. Karanlık adını nereden aldığı bilinmemektedir.
Kümbet iki katlı bir anıt mezardır. Alt kısmı mezarlık üst kısmı da türbedarların vazife görecekleri ve ziyaretçilerin namaz kılacağı mescittir. Bu kümbetin mescidinin merdivenleri yıkılmış olup günümüze kadar gelmemiştir. Kümbet Kevek Taş denilen bu yörenin taşıyla yapılmıştır. Üzeri ise kesme taşlarla kaplanmıştır. On iki gen yapısı vardır. Saçak altını ise kırmızı taştan bir bilezik ve yüzleri beyzi kemerli kabartma kitabeler süsler. Kümbetin kapısının üstünde kufî hat ile yazılan ALLAH ve MUHAMMED yazıları kısmen zarar görmüştür. Kümbetin içinde iki kabir vardır fakat hiç birisinin sandukası ve kitabesi yoktur.
Kümbetin güneye açılan penceresinin üzerinde sülüs yazılı bir kitabe vardır. İşgaller sırasında bu kitabe kısmen tahrip edilmiştir. Üç satırlık kitabede şunlar yazmaktadır:
“Bu kubbenin yapılmasını 708 senesinde büyük Emir Tuğbeğ Vecih-id-din’in oğlu Sadr-Ed-Din Türkbeğ emretti.”
İlhanlı Dönemi kümbetidir.1264 yılında Horasan’da Vali olan Hoca Vecihiddin isminde bir zat adına yaptırıldığı düşünülmektedir. Bu zat Abaka Han’ın veziridir. Erzurum’da veyahut bu çevredeki bir savaşta ölmüş olması ve buraya defnedilmesi çok muhtemeldir. Oğlu Sadrettin Türkbeğ de babası için bu kümbeti yaptırmıştır.
Ruhları Şad Olsun…(Kaynak: Cemal Almaz)
KÜMBET KÖYÜ AHMET BABA KÜMBETİ;
Erzurum İli, Aziziye İlçesi, Kümbet Köyü’nün merkezinde bulunmaktadır. Kümbet Köyüne Erzurum Çat karayolunun 20. kilometresinden 3 km.’lik bir tali yolla ulaşılmaktadır.
Cami’nin batısında moloz taş duvarlarla çevrili dörtgen bir avlunun içinde yer almaktadır. İçten 3.85 m. çapında içten ve dıştan dairevi planlıdır. Kümbetin kapısı kuzeydoğudan olup üç basamaklı bir merdivene sahiptir. Yapı içten tamamen kireçle sıvanmış, sadece istiridye motifi doldurulmuş taş mihrap nişi orijinal kalabilmiştir. Kümbetin giriş kısmı sivri kemerli bir kavsara içerisinde olup, portal üç kademeli bir silme ile çevrelenmiştir. Bu silmenin içinde köşelerde iki rozet yer almaktadır. son yıllardaki onarımlarla kümbetin üst yapısı tamamen değişmiştir. Üst örtüde yarım küre şeklinde bir kubbe mevcuttur. Dış örtüye geçişte basit profilli bir silme bulunmaktadır. Bu silme yapının içten kubbe, dıştan ise konik bir külahla örtülü olduğunu ortaya koymaktadır. Bölgede bu kümbetin benzeri olan yapıların örtüsü ile benzerlik göstermektedir. Bu yapı ile plan benzerliği gösteren kümbetler; Oltu Misri Zinnun, Horasan Kızlar Kümbeti ile Karayazı Söylemez Ana ile söylemez Baba kümbetleridir. Bu yapılar 14-15. Yüzyıla tarihlenirler. Cimcime Sultan, Kemeh - Togay Hatun Kümbetleri, kapısının doğudan oluşu ve süsleme özellikleri ile bu kümbet yakın benzerlikler göstermektedir. Kümbetin içerisinde Ahmet Baba diye anılan bir yatır bulunmaktadır. Kümbet bölgedeki benzerlerinden hareketle 14. yüzyıla tarihlendirilmektedir.
MAHMUT PAŞA TÜRBESİ;
Mahallebaşında, eski Mahmut Paşa Mezarlığının, bugünkü 23 Temmuz İlköğretim Okulunun güney duvarının hemen yanındadır. Yol seviyesinden 1.90 m. yukarıda bulunmaktadır.
Türbedeki mezarlardan ikisi üzerindeki kitabelerden birinde 1123 H –1711 M. diğerinde 1181 H. – 1767-1768 M. tarihleri vardır. Mezarlarda Mahmut Paşa ve Babası Abdülfettah Bey medfundurlar. Türbe üzerindeki kitabeye göre 1209 H. – 1797 M. yılında yaptırılmış veya tamir ettirilmiştir.
Osmanlı Dönemi kare planlı ve baldaken tarzında düzenlenmiş türbe mimarisinin örneklerinden biridir. 4.06 x 4.06m ölçülerinde kare bir alan üzerinde, dört sivri kemerin taşıdığı, basık bir kubbe ile örtülmüştür. Kubbeye pandantiflerle geçilmiştir. Türbenin dört yanı açıktır. Saçak hizasında yüzeysel sivri kemerli küçük kornişler bezemesel amaçlı türbenin dört tarafını dolanmaktadır. Kemer ayaklarının başlangıç hizasının iç kısımlarında da aynı nişler tekrarlanmıştır. Bu nişlerin diğer yüzleri mukarnas şeritlerle süslüdür. Kesme taşlarla örülmüş kubbenin kilit taşı yaklaşık 1 m kadar açıktır. Bu açıklığı dikdörtgen şekilde çapraz dizilmiş dört taş nispeten kapatmıştır.
Ayakların boyu silmeleriyle beraber 1.57m olup bu kısımdan saçağa kadar olan aralık 2.50 m.dir. Türbenin güney duvarının batıdaki ayağında sütün başlığından 0.82 m. yukarıda 0.44x0.68m ölçülerinde mermer üzerine yazılmış kitabesi bulunmaktadır.
MEHDİ ABBAS TÜRBESİ;
Erzurum İli, Yakutiye İlçesi, Emir Şeyh Mahallesinde, Kümbet Sokak, Emir Şeyh Mescidinin hemen arkasındadır.
Üzerinde kitabesi bulunmayan türbe XIV- XV. yüzyıllara tarihlendirilmektedir. Türbe içerisindeki mezarlardan biri üzerinde 1262/1845 tarihi bulunmaktadır.
Türbe dıştan onaltıgen, içten sekizgen planlı olup, tek katlı bir düzenlemeye sahiptir. Çokgen planlı bu kümbet, içten kubbe, dıştan mahruti bir külahla örtülüdür. Cenazelik bölümü bulunmamaktadır. Dıştan ve içten kenarların boyları birbirine eşit değildir. Saçak kısmını sade bir silme dolanmaktadır. Türbeye düz atkı taşlı kapıdan girilmektedir. Doğu, güney ve batı yönlerinde dikdörtgen formlu birer pencere açıklığı bulunmaktadır. İç tarafta güney pencerenin altında sade bir mihrap nişi vardır. Türbe kesme taştan yapılmıştır.
ÖKSÜRÜK BABA ZİYARETGAHI;
Çifte Kardeşler ile aynı güzergâhta yolun çaprazında olan kabristan halk arasında Öksürük Baba, Tükürük Nene olarak adlandırılmıştır. Öksürüğü olan hastalar buraya getirilerek himmet ve şifa Allah’tan deyip dua edilir.
Öksürük Baba’nın kabristanında “Ayet’el Kürs-i yazısını görürüz. Bu da Abbasiler ve Selçuklulardan kalma bir gelenek olup diğer mezar taşları ile karışmasın diye yazılmıştır. Buna göre Ayet’el Kürs-i yazılan bir kabristandaki kişinin sahabe olduğu anlaşılmaktadır. Çeşitli kaynaklarda mezardakilerin karı-koca olduğu iddia edilmektedir. Tarih boyunca yaşanan savaşlar ve talanlardan dolayı kitabesi günümüze kadar gelmemiştir. Bu yüzden bu burada yatan kişilerin adları kesin olarak bilinmemektedir.
Ruhları Şad Olsun… (Kaynak: Cemal Almaz)
PASİNLER EZİRMİK KÖYÜ KÜMBET KALINTISI;
Erzurum İli, Pasinler ilçesi, Ova (Ezirmik) köyünün yaklaşık beş yüz metre güneybatısında yer almaktadır.
Kümbet yaklaşık 10 m. çapında olup zaman içinde yıkılarak tahrip olmuştur. Ezirmik Köyünde “ Han Yeri” denen metruk ve geniş bir mezarlıkta yer alan kümbet kalıntısının temelden anlaşıldığı üzere plan ve tipoloji olarak Üç Kümbetler, Karanlık Kümbet ve Gümüşlü Kümbet ile aynı plan özelliklerine sahip olduğu anlaşılmaktadır. Mezarlardan birinin üzerindeki kitabeye dayanarak Saltuklu beylerinden Basat’ın oğlu Alaeddin Ali’ye ait olduğu anlaşılmaktadır.
RABİA HATUN KÜMBETİ;
XIII. yüzyılda yaşayan İlk Türk kadın şairimiz olduğu düşünülmektedir. Hayatı ve eserleri hakkında kesin bilgi günümüze kadar ulaşmamıştır. Rabia Hatunun mezarı Erzurum’un Sultan Melik Mahallesi’nde kendi ismiyle anılan bir sokağın içerisindedir. Bu türbe halk arasında Rabia Ana, Rabia Hatun, Şair Rabia, Sultan Rabia Hatun, Sultan türbesi isimleriyle anılmaktadır.Türbenin Sultan Melik mahallesi gibi zamanın Selçuklu sultanlarına has bir mahallinde bulunması, Selçuklu tarzı mimarisinde inşası, Rabia Sultan’ın Selçuklu hanedanına mensup olduğunu göstermektedir. Kümbetin ayrı bir özelliği ise köşe taşlarının mimarisi Çifte Minareli Medresenin iç kısım inşaat tarzını andırmaktadır. Buda türbenin XIII. Asırda yapıldığının delilidir. Rabia Hatun Kümbeti dışarıda onikigen, içten silindirik planlıdır. Üst örtüsü tamamen yıkılmış, sonradan onarımla yenilenmiştir.Bazı araştırmacılar Rabia Sultan’ın Selçuklu Sultanlarından Rüknettin Şah’ın karısı veya kızı olduğu düşünülmektedir. Rüknettin Şah, I. Alaattin Keykubat’ın yeğenidir.
Rabia Hatun’un Erzurum ve civarında halk arasında bazı mısraları zevk ve ahenkle söylenmektedir. Rabia Hatun’un Hasan-ı Basri Hazretleri ile olan tasavvufi istişareleri halen Erzurum ve civarında, halk arasında söylenip durmaktadır.
Ruhu Şad Olsun… (Kaynak Cemal Almaz)
TOPARLAK BABA TÜRBESİ;
Erzurum İli, Palandöken İlçesi, Toparlak Mahallesinde bulunmaktadır.Toparlak Baba (Şeyh-i Zurnans) zaviye şeyhidir. Toparlak Baba söylentiye göre miladi 1570 tarihinde bugün kabrinin bulunduğu yere gelir yerleşir. Hem gaza hem de irşad işleri ile uğraşır.Türbe içersinde 3 adet mezar bulunmakta olup bunlardan ikisi taş malzemelidir. Bu mezar taşları orijinal halde günümüze ulaşmıştır. Kare planlı türbenin duvarlarının ve üst örtüsünün tarihi bir değeri yoktur.
ÜÇ KÜMBETLER;
Emi̇r Saltuk Kümbeti̇;
Erzurum İli, Yakutiye İlçesi, Çifte Minareli Medresenin arkasında, Üç Kümbetlerin içerisinde en büyük olanıdır.
Kümbetin üzerinde yapım kitabesi bulunmadığından Emir Saltuk Kümbetinin kim tarafından ve ne zaman yapıldığı kesin olarak bilinmemektedir. Ancak yapının Saltuklu Atabeylerinden İzzeddin Saltuk’a ait olduğu kabul edilmektedir. Kümbetin XIII. Yüzyılın ikinci yarısına ait olduğu düşünülmektedir. Anadolu’nun en erken tarihli kümbeti olması bakımından son derece özeldir.
Emir Saltuklu Kümbeti sekizgen gövdeli, iki katlı olup içten kubbe dıştan da hafif şişkince kubbe şeklinde bir örtüye sahiptir. Dikdörtgen planlı cenazelik bölümü üzerinde yükselen sekizgen gövde üçgen alınlıklarla kesilmiş, üzeri silindirik olarak tamamlanmıştır.
Kümbetin sekiz yüzü de dıştan aynı düzenlemeye sahiptir. Kuzey yöndeki tek fark girişin bu yönden olmasıdır. Giriş düz atkı taşlı olup kemer kavsarası altı köşeli yıldızların oluşturduğu dairesel bezemelerle süslüdür. Kemer alnını dolanan profiller, kapıyı dışardan çevrelemektedir. Kapı kemerinin kilidinde, kuzey yöndeki ikiz pencerenin orta ayağı oturmaktadır. Gövdenin doğu, batı, kuzey ve güney yönlerinde ikiz mazgal pencerelere yer verilmiştir. Pencereler kalın ve kısa tutulmuş, bir paye ile ikiz şekle dönüştürülmüşlerdir. Üstleri yarım daire şeklinde kemerle sınırlı olup, söve ve kemerleri dıştan dolanan kalın bir profilli silme, pencere tabanında yataya dönüşerek gövdeyi çepeçevre sarmaktadır. Ara yönlerde ise simetrik görünüm amacı ile yalancı pencereler açılmıştır. Boşluk olarak görülen pencerelerin içi, taşla örülmüştür. Pencerelerin paye başlıkları, çam kozalakları şeklinde örülmüştür. Kümbetin içerisi dört pencere ile aydınlatılırken dış yüzünde sekiz pencere açıklığı görülmektedir. Üçgen alınlıklar ile son bulan cephede hem gövdenin tamamlayıcısı hem de kasnak görevini üstlenen silindirik alanda sekizgen gövdenin köşelerine gelen yerlerde üçgen kesitli sekiz niş bulunmaktadır. Bu nişlerin her birinin içerisinde farklı bezeme uygulanmıştır. Karşılıklı (antitetik) grifon ve ejder figürleri, kanatları açık kartal, istiridye niş altında tavşan ve boğa figürleri işlenmiştir. Diğer nişlerin biri istiridye bezemeli, ikisi de hayat ağacının stilize edilmesi ile oluşan farklı bir bezeme olarak görülmektedir. Bu nişlerin üzerinde kırık çubuklar şeklinde devam eden bir kuşak kabartma olarak düzenlenmiştir. Bu nişler içerisindeki figürlerin, uzak doğuda, Türk ve Çin çevrelerinde yaygın olan oniki hayvanlı takvimini temsil ettiği söylense de bu hayvanların sayısının beş olması bu takvimle olan ilişkisini zayıflatmaktadır. Ancak bu kompozisyonların Orta Asya Türk inancı ve yaşayışı ile ilgili mitolojik konuları da yansıttığı muhakkaktır.
Ayrıca kalın bir burma silme bütün kasnağı dolanmaktadır. İnce bir fisto bordürün altında birbirine bağlı koçbaşını andıran bezemeden sonra külaha geçilmektedir. Külah alışılmış konikal görüntünün dışında, kubbe ölçülerinde daha yakın bir formdadır. Üzeri taş tepelikle son bulmaktadır.
Kümbete düz zemin seviyesinden girilmektedir. İç mekan sekizgen planlı olarak düzenlenmiş olup, doğu, batı, kuzey ve güney olmak üzere dört ana yönde açılan ikiz mazgal pencereler ile iç mekan aydınlatılmaktadır. Anadolu’da inşa edilen ilk kümbet örneği olması nedeniyle içeride mihrap nişine yer verilmediği gibi pencereler de üst kesimlerde kalmıştır. Gövdeden üst örtüye geçilen bölümde, sekizgenin köşelerinde istiridye niş kullanılmıştır. Nişlerin içerisi kök boyalarla kırmızı renkte belirtilmiştir. Kümbet içten oldukça geniş ve yüksek tutulmuş bir kubbe ile örtülüdür. İç kısımda düzgün kesme taş işçiliği görülmemektedir.
Cenazelik bölümü dikdörtgen planlı ve tamamen toprak altındadır. Kümbetin kuzey yönünde, zeminden beş basamakla inildikten sonra küçük sivri kemerli bir giriş ile cenazelik bölümüne ulaşılır. Diğer Erzurum kümbetlerinin cenazelik girişlerinin dışardan olmasına karşın, Emir Saltuk Kümbetinin cenazelik kısmına içerden girilmektedir. Bu uygulama ile kümbet dönemi içerisinde tek örnektir. Cenazelik kısmında pencere yoktur ve üzeri beşik tonozla örtülmüş olup içerisinde mezar ya da sanduka bulunmamaktadır. Emir Saltuk Kümbetinin inşasında dış mimaride kırmızı, beyaz ve gri olmak üzere üç renkli taş kullanılmıştır. İçerisindeki duvar tekniği düzgün kesme taş ile moloz taş karışımıdır. Sıva kullanılmamış ve külah kaplaması plaka taşlarla yapılmıştır.
Üç Kümbetler Anoni̇m Kümbet (1);
Erzurum İli, Yakutiye İlçesi, Çifte Minareli Medresenin arkasında bulunmaktadır.
Kümbetin kesin tarihi belirlenememekle beraber, üslup özellikleri bakımından XIV. Yüzyıla tarihlendirilir. Kime ait olduğu kesin bilinmemekle beraber Emir Saltuk'a ait olduğu düşünülmektedir..
Kümbet, dıştan onikigen, içten silindirik planlı ve iki katlı olup içten kubbe dıştan konik külahlıdır.
Kare cenazelik bölümü üzerine onikigen gövde yükselmektedir. Gövde onikigene uygun olarak yüzeysel sağır sivri kemerlerle kuşatılmıştır. Kemerler ikiz sütuncelere oturmaktadır. Sütuncelerin başlık ve altlık kısımları dikdörtgen olarak düzenlenmiştir.
Kümbet kuzeye ve güneye açılan mukarnas kavsaralı ve köşelerde sütunceleri bulunan iki pencere ile aydınlatılmıştır. Pencereler girişin adeta bir tekrarı gibidir. Giriş, batı yönde düz atkı taşlı, beş sıra mukarnaslı kavsara ile örtülmüş ve kemer kavsarası alışılmışın dışında yüksek bir sivri kemere sahiptir. Köşelerdeki zar başlıklı sütunceler kısa tutulmuştur. Sivri kemerin üzerine sarı renkli kitabe taşı konulmasına rağmen üzeri yazılmamıştır. Kapısı yüksekte kalan kümbetin merdivenleri yıkılmıştır. Kemerin üst kısmında külah altında kırmızı renkli taşla altıgenlerin kesişmesi ile oluşan sonsuzluk prensibi içerisinde geometrik kuşak bütün gövdeyi dolanmaktadır. Külah dışa taşırılmış, düz bir silmeden sonra konik olarak şekillenmiştir.
Kümbet gövdesi, içten silindiriktir. Batı girişi dışında, kuzey ve güney cephelere açıklıklarıyla iç mekan aydınlatılmıştır. Zemin kazılmış ve doğu kısmında büyük bir yıkıntı ile cenazelik birleştirilmiştir. Güneydeki pencere, dikdörtgen olup, üst kısmında istiridye nişi ile şekillenen bir mihrap oluşturulmuştur. Bu pencereler dışında doğuda, üst kısmında, bir mazgal pencere daha açılmıştır. Cenazelik bölümü kare planlı, girişi kuzeyde, küçük derin bir bir şeklinde düzenlenmiştir. Cenazeliğin üzeri ise çapraz tonozla örtülü olup, tonoz kilit taşı dilimli kabartma bir rozet şeklindedir ve bu bölüm güney yönden açılan bir mazgal pencere ile aydınlatılmıştır. Ancak cenazelik, bugün toprak seviyesinin altında kalmış ve günümüzde kapalıdır. Kümbetin içinde ve dışında kesme taş malzeme kullanılmıştır.
Üç Kümbetler Anoni̇m Kümbet (2);
Erzurum İli, Yakutiye İlçesi, Çifte Minareli Medresenin arkasında bulunmaktadır.
Kümbetin kesin tarihi belirlenememekle beraber, üslup özellikleri bakımından XIV. Yüzyılın başlarına tarihlendirilir. Kime ait olduğu bilinmemektedir.
Kümbet silindirik gövdeli tek katlı olup, üzeri içten kubbe, dıştan konik külahla örtülüdür. Kümbet içten ve dıştan silindirik bir düzenlemeye sahip olup, kümbetin çapı 7.94 m. dir. Silindirik gövde,12 sivri kemer profili ile aralıksız çevrelenmiştir. Kümbet üzerinde ara yönlerde, eşit büyüklükte dört pencere açılmıştır. Kümbetin girişi de kuzey yönde olup, kapı ve pencereler, basık, sivri kemerli olarak düzenlenmiştir. Kemerlerin üst kısmında gövdeyi boydan boya burmalı bir silme çevirmiş, bunun üzerinde ise fisto bordür yer almıştır. Gövdeyle külahın birleştiği noktada çam kozalağı motifi, kaytan silme altında ise kazayağı motifi kullanılmıştır. Külah üzerinde herhangi bir bezeme görülmemekte ve taş külahla son bulmaktadır.
Gövde içerisine yerleştirilen mihrap, kapı ve pencereler ile aynı seviyeden başlamakta güney yönde 0.77 m. eninde 0.45 m. derinliğinde, yarım daire kesitli üç sıra mukarnaslı olarak düzenlenmiştir. Mihrap dikdörtgen bir çerçeve içine alınmıştır. Kümbetin zemini taş döşemelidir. Kümbette kesme taş malzeme kullanılmıştır.
Üç Kümbetler Anoni̇m Kümbet (3);
Erzurum İli, Yakutiye İlçesi, Çifte Minareli Medresenin arkasında bulunmaktadır.
Kümbetin kesin tarihi belirlenememekle beraber, üslup özellikleri bakımından XIII. Yüzyıla uygun düşmektedir. Kime ait olduğu bilinmemektedir.
Kümbet kare gövdeli, iki katlı olup, üzeri çapraz tonoz ile örtülmüştür. Kare planlı kümbetin iç kısmı 3.19x3.19 m boyutlarındadır.
Kümbet doğuda bir pencere ve kuzeyde bir giriş ile dışa açılmıştır. İç mekanın üzeri içten çapraz tonoz dıştan eğimli kare piramit şeklinde taş bir külahla örtülmüştür ve taş alemle son bulmuştur. Girişi iki kademeli bir silme dolanmaktadır. Kümbetin güney duvarına istiridye kavsaralı bir mihrap nişi yerleştirilmiştir. Kare planlı olarak düzenlenmiş cenazelik bölümünün girişi doğudan olup, küçük bir kapı ile bu bölüme ulaşılmaktadır. Cenazeliğin içerisinin büyük bir kısmı, günümüzde taş yığınları ile dolmuştur. Sade ve küçük ölçülerde yapılmış kümbetin üzerinde hiçbir bezeme yoktur. Bezeme olarak kabul edilebilecek tek unsur mihrap nişi üzerindeki istiridye şeklindeki on iki dilimli kavsaradır. Kesme taş malzemeden yapılmış olan kümbette tek renk taş, duvar içerisinde moloz dolgu kullanılmıştır.
Kaynakça; Erzurum Müze Müdürlüğü (2019)
UMUDUM BABA TÜRBESİ:
Türbe, Erzurum Merkez İlçeye bağlı Umudum köyündedir. Türbede, asıl adı Hacı Ahmet Baba olan (ölümü, H-970 M.l550) oğlu Halifefendi (ölümü, H.1050 M.1646) aile efradı, müridleri ve baba'nın en son müridi olarak bilinen Hasan Baba yatmaktadır. IV. Murat zamanında bizzat H.Ahmet Baba tarafından yaptırılan türbenin müştemilatında cami de vardır. 450 yıllık ahşap bir bina olan türbede bir çürüme yoktur.
Umudum Baba Rufai tarikatından Evliyaullah' dan bir zattır. "Ziyaretlerde Fatiha-i Şerif ve Yasin-i Şerif okunur. Hasta olanlara şifa Allah' dan olmak üzere himmet beklenir" Rivayete göre IV. Murat eski Erzurum, şimdiki Karaz (Karaarz) köyü olarak bilinen yere gelince, orada maddi zenginlikle ayakta duran ehl-i küffarı kastederek "Burada bir Karaarzımız vardır" der. Daha sonra "Umudum"a döner ve Allah dostu olan Erzurum'da yaşanılan 7 yıl süreli kıtlık da her şey bulunduran Umudum Baba 'yı kastederek "orada bir Umudum vardır" der. Bakımını köy halkı ve cami imamının yaptığı türbeyi yurtdışından gelen ziyaretçilerle birlikte yılda 5. 000 insan ziyaret etmektedir.
Halk Sufizminde Baba, Mürşid-i Kamil, Dede-Baba ise, Mürşittir Dede, Mevlevilikte, Şeyh Yardımcısı, Dede-Baba, daha üst seviye ve Baba ise en yüksek derecedir. Adem Baba, Baba'dır. Hz. Muhammed "Ben ruhların babasıyım" buyurmuştur. Evliyaullah; Allah dostu, Ehl-i Hak, Ehl-i Hakikat, Ehlullah (Mürşidi Kamil, en yüksek veli mertebesidir). Yatır olmayan, kutsal canlar, Evliyaullah’ dan nazar alıyor ve çürümüyorlar. Allah, kendisini yöneleni selat ettiği için kırmayıp koruyor. S.Güngör, Tasavvuf Açıklamaları, Burhaniye, 1999, Basılı değildir)
Kaynakça: Fırat Üni.İlahiyat Fakültesi Dergisi. SAYI: 5 ELAZIG-2000
Kuzeydoğu Anadolu’da Ulucanlar – Yaşar Kalafat