Erzurum İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü

Medreseler

AHMEDİYE MEDRESESİ;

Yeri:
Erzurum'da Erzincan Kapıda, Murat Paşa Mahallesinde, Murat Paşa Camiinin doğusunda yer almaktadır.
Tarihçe: Üzerindeki kitabeye göre Gani Ahmed bin Ali bin Yusuf tarafından 714 H.-1314 M. veya 724 H.- 1323 M. yılında inşa ettirilmiştir.
Medrese son olarak 2005-2006 yılında Erzurum Vakıflar Bölge Müdürlüğü tarafından onarılmıştır. Gayrimenkul Eski Eserler ve Anıtlar Yüksek Kurulu’nun 13.11.1976 tarih ve A-188 sayılı kararı ile koruma altına alınmıştır.
Plan ve Mimari Özellikleri: Ahmediye Medresesi Darülhadis medresesi olarak inşa edilmiş olup, kapalı avlulu, iki eyvanlı olarak yapılmıştır. Medrese revaksız ve tek katlıdır. Kuzeydoğu köşedeki odanın kapısından girilebilmektedir. Aynalı çapraz tonozla örtülmüş olan kapalı avlunun kuzey ve güneyinde 4.30 x 3.85 m. ölçülerinde sivri beşik tonozlu iki eyvan bulunmaktadır. Eyvanlardan kuzeyde olanı giriş eyvanı olup, güneyde olanı ise arka duvarında bir mihrap bulunan ana eyvandır. Eyvanların arasındaki kapalı avlu, 9.10 m. derinliğinde ve 4.45 m. genişliğindedir. Avlunun doğusunda ve batısında ikişer odaya yer verilmiştir. Ayrıca yapının dört köşesinde tonozlarla kapatılmış simetrik büyük boyutlu dört oda daha yer verilmiştir. Medresedeki odalar avluya açılmaktadır. Medresenin içerisindeki köşe sütuncelerinin gövdelerinde bitkisel bezemelere yer verilmiştir.
Kuzey cephenin dışındaki mihrap, mukarnas kavsaralı olup, köşelerinde sütuncelere yer verilmiştir. Bir silme ile çevrelenen bu mihrabın günümüzde mevcut olmayan medrese mescidine ait olduğu anlaşılmaktadır.

ÇİFTE MİNARELİ MEDRESE;
Selçuklu Sultanı Alaeddin Keykubat'ın kızı Hundi Hatun veya İlhanlı hanedanından Padişah Hatun tarafından yaptırılmış olabileceği düşüncesiyle adına Hatuniye Medresesi de denilmektedir. Kitabesi bulunmayan medresenin 13. yüzyılın sonlarında yapıldığı kabul edilir. Dikdörtgen bir alan üzerine kurulmuş olan medrese, açık avlulu, dört eyvanlı, revaklı ve iki katlıdır. Yaklaşık olarak 35x48 mt. dikdörtgen alana oturtulmuştur
Medresenin batısında ve aynı zamanda paralelinde Ulu Camii, doğusunda tarihi Narmanlı Camii, kuzeyinde kale ve sur duvarları, güneyinde 400-500 mt. mesafede kümbetlerle çevrilidir.
Kuzey cephesinde yer alan dışa taşıntılı taç kapı ön cephenin 1/3’ünü kapsamakta ve anıtsal görünümdedir. Cephede taç kapıdan başka çeşme nişleri ile yarım yuvarlak iki payanda vardır. Taç kapıda kademeli kuşaklar halinde plastik hacimli bitki süslemeleri ile kalın silmeli panoların içindeki ejder, hayat ağacı ve kartal motifleri bulunmaktadır.
Taç kapı hizasına kadar taş kaide üzerinde yükselen iki minare 16 dilimli gövdeye sahiptir. Tuğla silindirik minareler dikine yivlidir. İki minarede şerefe hizasından yıkılmıştır. Doğudaki minaresinde sarmal yivler batıdakinde ise baklava dilimi şeklinde süslemelere yer verilmiştir. Minarelerdeki süslemelerde çini mozaik, tuğlalı çini mozaik, rölyef tuğlalı çini mozaik ve sahte çini mozaik teknikler kullanılmıştır.
Medrese kesme taştan inşa edilmiştir. Medresenin batı tarafında aynı boyutlarda 7 hücre vardır. Hücrelerin üzeri beşik tonuzludur. Kapı alınlıklarında yer alan küçük açıklıklarla hücre odaları aydınlanmaktadır. Medresenin doğu tarafında sekiz hücre bulunur.
Hücre kemerleri, kapı-pencere çerçeveleri ile sütunlarda görülen geometrik ve bitki örnekleri yanında ayet-hadislerden oluşan yazı kuşakları da mevcuttur.
Doğu ve batı eyvanları iki kata da yükseltilmişlerdir.
Hücreler ortada yer alan avlunun etrafında sıralanmıştır. Dikdörtgen avlunun etrafı revaklarla çevrilidir. İki katlı revakları eyvanlar dörde bölmektedir.
Konik şekilde türbesi, var olan dehlizin güney ucuna eklenmiştir. Kümbetin üzeri yarım küre şeklinde kubbe ile örtülüdür. Gövdenin dış yüzeyi birbirinden kaval silmelerle ayrılan 12 köşeden oluşmaktadır. Kümbetin mescit katına çıkılan merdiven avluya açılmaktadır. Ana eyvanın sonunda merdivenle altta kümbetin mumyalık kısmına geçilmektedir. Mumyalıkta iki lahit mevcuttur.
GEEAYK’nın 13/11/1976 tarih ve A-188 sayılı kararı ile tescillenmiştir.

ERZURUM YAKUTIYE MEDRESESI;
Yakutiye Medresesi, şehir merkezinde, Cumhuriyet Caddesi üzerinde, Lala Paşa Caminin yanında bulunmaktadır. Gayrı Menkul Eski Eserler ve Anıtlar Yüksek Kurulu’nun 13.11.1976 tarih ve A-188 sayılı kararıyla tescil edilerek koruma altına alınmıştır.
Medrese taç kapısında bulunan kitabeye göre, İlhanlı hükümdarı Sultan Olcayto zamanında Gazanhan ve Bolugan Hatun adına Cemalettin Hoca Yakut Gazani tarafından Hicrî 710 (Miladi 1310) yılında yaptırılmıştır.
Yapı dikdörtgen planlı, üç eyvanlı, kapalı avlulu ve tek katlıdır. Yapı dört eyvanlı plan şemasına göre yapılmıştır. Ancak yapının girişi iki katlı olarak düzenlenmiştir. Taç kapıdan sivri tonozla örtülü giriş holüne girilmektedir. Giriş holünün kuzey ve güneyinde iki oda bulunmaktadır. Güneyde bulunan odada yer alan merdivenle hem minareye hem de giriş holünün üzerinde yer alan eyvan şeklindeki ikinci kata ulaşılmaktadır. Medresenin batıdakiler küçük, doğudakiler büyük olmak üzere dört köşesinde birer oda bulunmaktadır. Köşelerdeki odalar ve eyvanlar arasında yine simetrik olarak düzenlenmiş daha küçük boyutlu iki’şer olmak üzere toplam sekiz medrese odası bulunmaktadır. Medresenin kuzeydoğu köşesinde bulunan oda, avluya bakan kapısının genişletilmesi ve dışarıya birer kapı açılmak suretiyle orijinal özelliğini kaybetmiştir. Bu odadan medresenin doğusundaki ana eyvanına bitişik olan türbenin hem mezar odasına hem de gövde kısmına ulaşılmaktadır.
Medresenin avlusu ortada dört kalın payeye oturan, mukarnas kavsaralı, ortasında aydınlatma feneri bulunan kubbeyle kapatılmıştır. Kubbe ve odalar arasında yine sivri kemerli, beşik tonozla örtülü revaklar yer almaktadır.
Mescidin güneyinde bulunan eyvan, dikdörtgen çerçeveli, mukarnas kavsaralı mihrabıyla mescit olarak planlanmış ve bu eyvanın her iki duvarına mermer vakfiye kitabesi yerleştirilmiştir.
Yapının doğusunda bulunan ana eyvanın yukarısında yer alan dikdörtgen bir pencereyle arkasındaki türbeyle bağlantı sağlanmıştır.
Medresenin ana eyvanına bitişik olan türbeye kuzeydoğu köşedeki odadan giriş sağlanmaktadır. Medresenin kuzeydoğu köşesindeki odada bulunan merdivenlerle çıkılan üstü beşik tonozla örtülü bir odadan geçilerek, türbenin üst kısmına (gövde kısmına) giriş sağlanmıştır. Türbe; dıştan onikigen, içten yuvarlak planlı olup içten kubbe dıştan konik külahla örtülüdür.
Gövdeye çıkılan merdivenlerin altındaki kapıyla, türbenin gövde kısmında olduğu gibi küçük bir kare mekana girilir. Buradan da basık kemerli bir kapı ile kare planlı, üstü çapraz tonozla örtülü cenazelik kısma giriş sağlanmaktadır. Cenazelik kısımda mezar bulunmamaktadır.
Medresenin batı cephesinde ortada mukarnas kavsaralı, dışa taşkın taç kapısı ve iki köşesindeki minareleriyle cephe kompozisyonu tamamlanmıştır. Köşelerdeki biri şerefeye kadar, diğeri kaideye kadar yıkılan minarelerin üzeri konik külahla kapatılmıştır.
Medresenin en gösterişli cephesi, taç kapının da bulunduğu batı cephesidir. Medresenin taç kapısı bitkisel, geometrik, figüratif ve yazı kuşaklarıyla bezenmiştir. Taç kapının her iki yüzünde, silme kemerler içerisinde, altta ajurlu bir küre ve üst kısmında hayat ağacı ve hayat ağacı altında birbirine bakar vaziyette verilmiş pars figürleri ve en üstte çift başlı kartal kabartmalı pano bulunmaktadır.
Cephede yoğunlaşan bitkisel, geometrik motifler ve sembolik tasvirlerde de denge ve simetri önemsenmiştir. Gerek taç kapısındaki ve hücre kapılarındaki süslemeleri ve gerekse minaredeki çini süslemeleri o dönemde, sanatta gelinen noktayı ve sanata verilen önemi göstermektedir.
Medrese’nin dışa taşkın taç kapısı ve iki köşesindeki minareleriyle kurulan denge yapının bütününde de cepheye karşılık kümbet yerleştirilerek sağlanmıştır.
Türklerin Anadolu’ya gelişlerinden hemen sonra başlayan Anadolu’yu değişik amaçlı mimari eserlerle donatma çabası bütün tarihi olaylara rağmen devam etmiş ve Selçuklu Dönemi geleneksel mimari tarzı Yakutiye Medresesi’nde de sürdürülerek anıtsal bir yapı ortaya çıkarılmıştır.
Medresenin yakın tarihlere kadar etrafı, kışla olarak kullanılmış ve sonradan yapılmış yapılarla çevrilmiştir. 1970’li ve 1980’li yıllarda etrafı yıkılarak yapının ortaya çıkması sağlanmış ve çevre düzenlemesi yapılmıştır. 1984 yılından 1994 yılına kadar onarımları sürdürülen Medrese, Erzurum Müze Müdürlüğü bağlı birimi olarak 29 Ekim 1994 tarihinde Türk – İslam Eserleri ve Etnografya Müzesi olarak ziyarete açılmıştır.
Müzede bölge kültürü ve sanatı ile ilgili etnografik nitelikli eserler, anıtsal yapı ile uyum içerisinde sergilenmektedir.

ŞEYHLER MEDRESESİ;
Yeri: Şeyhler Mahallesinde, Şeyhler Camiinin batısında bulunmaktadır.
Tarihçe: Medresenin giriş kapısı üzerindeki kitabeye göre 1174 H.-1760 M. yılında Müftü Şeyh Mustafa Efendi tarafından yaptırılmıştır. Gayrimenkul Eski Eserler ve Anıtlar Yüksek Kurulu’nun 13.11.1976 tarih ve A-188 sayılı kararı ile koruma altına alınmıştır.
Plan ve Mimari Özellikleri: Medrese dikdörtgen planlı bir avlunun etrafında on iki adet odaya yer verilmiştir. On iki oda, güneyde ve batıda üçer, kuzeyde dört, doğuda iki adet olarak yapılmıştır. Giriş kısmı doğu cepheden sağlanmaktadır. Giriş kapısı düz atkıtaşlı sade bir özelliğe sahiptir. Kapının üzerinde mermer kitabe vardır.
Dikdörtgen planlı medresenin avlusunun dört yanında sıralanan odalar farklı boyutlardadır. Doğu, batı ve güney cephelerinde odaların avluya açılan pencere ve kapıları, düz atkılı dikdörtgen tarzda yapılmıştır. Odaların bazılarının içerisinde iki, bazılarında dört niş bulunmaktadır. Dikdörtgen planlı odaların üzeri beşik tonozlarla örtülüdür. Medresenin dış cephelerinde düzgün kesme taş ve moloz taş, odaların avluya bakan cephelerinde düzgün kesme taş kullanılmıştır. Medresenin giriş kapısının bulunduğu kısım belirli bir yere kadar kesme taş malzeme ile yapılmıştır.


İSPİR KADIOĞLU MEDRESESİ;
Erzurum İli, İspir İlçesinde yer alan medrese, İspir Şer deresinin güney kenarında bulunmaktadır. Dere ve yol aşırı karşısında Anadolu’nun erken tarihli ahşap destekli camilerinden olan Tuğrul Şah (Çarşı) Camii yer almaktadır. Medresenin hemen batısında Melik Gazi Mescidi bulunur. Yapı uzun yıllar Kuran kursu olarak hizmet vermiştir.
Giriş kapısı üzerinde Arapça bir kitabeye bulunur. Kitabe H.1138 (M.1725-1726) yılında dönemin Erzurum müftüsü Kadızade Mehmet Efendi tarafından yaptırılmıştır. Kitabede “ Bena hazihi’l-medreseti’ş-şerifeti ve vekafeha Li’t-tedrisi fiha ve’t-tedrisi bi’l-ulumi’ş-şafi(‘ı)yeti Ve’l-fünunü’l-kafiyyeti li-sükkaniha fi’lhucurati ve ğayrihim Kadızade Mehmed el-şehir el-İspiri el-asl El-Müfti medinet-i Erzurum halisan li-vechi’l-kerim Fi seneti seman ve selasine ve mieh ve elf Sene 1138” yazmaktadır. Anlamı:”Bu şerefli medreseyi hücrelerinde oturanlara ve başkalarına Şafi ilimlerin ve yeterli sanatların okutulması ve öğretilmesi için aslen İspirli olan Erzurum şehri müftüsü Kadızade şöhretiyle tanınmış Mehmed, yalnız Allah’ın rızasını kazanmak için 1138 (1726) senesinde yaptırdı ve vakfetti”.
Yapının mimarı hakkında bilgi yoktur. Bağımsız olarak yaptırılmış medrese dikdörtgen bir şekilde tek kat olarak inşa edilmiş, avlusu etrafında sıralanan dört yöndeki odalardan meydana gelmiştir. Kuzey giriş cephesi yönünden yol seviyesinden aşağıda kalmıştır. Giriş kapısı, sivri kemerli alınlığın içerisinde basık kemerli bir yapıdadır. Düzgün kesme taş işçilikli olup sade bir görünüme sahiptir. Kemer boşluğunda mermer kitabesi bulunmaktadır. Yapının kuzey cephesinde kesme taş kullanılırken doğu, batı ve güney cephelerde moloz taş malzeme kullanılmıştır. Ancak moloz taş duvarların köşe dönüşleri kesme taş malzeme ile yapılmıştır. Duvarların üst kısmındaki saçak bölümünde ise bir sıra kesme taş kullanılmış saçak altına yağmur ve kar sularının tahliyesi için çörtenler yerleştirilmiştir.

Medresenin avlusu da dikdörtgendir. Giriş kapısından basamaklarla medresenin avlusuna inilir. Taş döşeli olan avluda ayrıca bir kuyu da bulunmaktadır. Avlu 19.20 x 22.90 ölçülerinde olup avlunun etrafında öğrenci odaları ve dershane olmak üzere on adet hücre bulunmaktadır. Odalar; kuzeyde bir, batıda üç, güneyde iki, doğuda dört adet olmak üzere konumlanmıştır. Odalardan dokuz tanesi 2.80 x 4.45 m ölçülerinde olup bu odaların birer kapısı ve birer penceresi avluya açılır. Kuzeybatı odanın penceresi sadece dışarı açılmaktadır. Kuzey ve kuzeydoğu cephedeki odaların ayrıca dışarıya açılan bir penceresi daha vardır. Dershane olduğu düşünülen güneybatı köşedeki odanın ölçüsü ise 2.80 x 5.05 m boyutlarındadır. Kuzeydoğu ve güneydoğu köşesinde ince, uzun koridor şeklinde iki eyvan yer alır. Bu eyvanların ve odaların üzeri beşik tonozla örtülüdür. Oda pencerelerinin ve kapılarının bugünkü görünümüyle sonradan genişletildiği anlaşılmaktadır. Odaların içerisinde ocak nişlerinin varlığı anlaşılmaktadır.
Medresenin büyük oranda orijinal özelliklerini yitirdiği görülmektedir.
Kadızade Hacı Mehmed Efendi’nin medresesiyle ilgili vakfiyesine dair bilgilere ise Cemaziye’l-Ula 1159 tarihli ve VGMA.615 numaralı defterin 120-123. sahifelerinde yer alır. Burada ayrıca vakfedilen gayrimenkuller ve bunların gelirlerinin nasıl harcanacağı konusunda bilgiler de bulunmaktadır. GEEAYK tarafından 10.3.1978-A1003 tescil edilmiştir.


OLTU ASLANPAŞA MEDRESESİ;
Erzurum İli Oltu İlçesinde yer alan medrese Arslanpaşa Külliyesi içerisinde bulunur. Külliye Çıldır Atabeylerinden Arslan Mehmet Paşa tarafından yaptırılmıştır. Camisi 1664 yılında tamamlanan külliye Osmanlı Dönemine aittir. Medresenin şimdiki hali külliyenin günümüzde en sağlam yapısı olarak kalan camisinin etrafında (doğu ve batısında) bulunan basit odalardan ibarettir. Anadolu’daki diğer medrese binaları gibi bütünlük göstermeyen medrese şekil olarak Fatih ve Kanuni Medreselerine benzese de onlar gibi işçilik göstermez. Kaynaklara göre medrese ilk yapıldığında caminin doğu tarafındaki hücreleri on beş batı tarafındaki hücreleri ise on tane idi. Doğu hücrelerinin sonunda bir misafir hanesi yanında ise lavabolar bulunmaktaydı. Külliyedeki diğer yapılarda olduğu gibi medrese de zamanla çeşitli değişikliklere uğramıştır. Bu değişiklikler en çok medrese binasında göze çarpmaktadır. Kuruluşunda 25 adet olan odaların sayısı artmıştır. Örneğin Narmanlı Hacı Zaim Çelebi 1704 tarihli eserinde yetmiş adet medrese odasından bahsetmektedir. Kentin 19. Yüzyıla ait fotoğraflarında odaların caminin etrafında “U” şeklini olarak konumlandığı görülür. Günümüze kalan doğu taraftaki üç medrese odası da zamanla tahrip edilmiş batı tarafta kalan odaların üzerine ikinci bir kat çıkılmasıyla okula dönüştürülmüştür. Günümüzde yenileme çalışmaları yapılmıştır. Caminin doğu ve batısında bulunan medrese hücreleri EKTVKK tarafından 26.3.2004-1512 tescil edilmiştir.

Kaynakça; Erzurum Müze Müdürlüğü (2019)